SOHBET2 Muhterem Müslümanlar!
Okuyacağımız Ayet-i Kerimeler ALLAH'u Teala ve Tekaddes Hazretleri'nin beyyinatıdır.Açıklamaları bu niyet ile dinlemelidir.
Yerleri, gökleri, arşı ve kürs'yü yaratan, bunların hepsini direksiz ayakta tutan, semayı yıldızlarla süsleyen, ay ve güneşle parlatan, bu kadar nebatatı, bütün canlıları ve hepimizi yaratan ve yaşatan ALLAH'ın kelamıdır...
İnsan bunları böyle düşünmezse, çok az anlar.Belkide hiç anlamaz.Ama böyle düşünerek dinlerse o vakit daha iyi anlar ve yükselir.
KURAN'IN BÜYÜKLÜĞÜ ANCAK ALLAH'IN ÖLÇÜLERİ İLE BİLİNİR
(Sure başı:elif lam mim sad ayeti ile başlıyor)
Hurufu Mukataat;müteşabih ayetlerdendir.ALLAH Teala ve Tekaddes Hazretleri'nin bu harflerden maksadının ne olduğunu kendi bilir.Bunlar Kuran'ı Kerim'in sırrıdır.Bunların zahirine inanır, onlar hakkındaki batıni ilmi ALLAH'a bırakırız.
Sure-i Ali İmran'da bu ayetler hakkında şöyle buyurulmaktadır:
''Biz bu ayetlere iman ettik.Herbirerleri rabbimiz tarafından indrilmiştir''.(Ali İmran 7 den)
Der ayeti meali şerifi:
''(Bu, öyle) büyük bir kitaptır ki, bununla korkutasın diye ve müminlere bir mevize (öğüt) olmak üzere sana indirilmişti.Artık bundan (sen onu duyururken kafirlerin yalanlayacaklarından) dolayı senin göğsünde (kalbinde) sakın bir sıkıntı olmasın.''
Kuran'ı Kerim büyük bir kitaptır.Büyüklüğü ancak ALLAH-u Teala'nın ölçüleri ile bilinir.Mahlukatın ölçüleri onun büyüklüğünü bildiremez.
Cenab-ı Hak (Celle ve Ala) Hazretleri bu ayet-i celilesinde bu kitabın kendisi tarafından Habibine indirilmiş son derece büyük bir kitap olduğunu beyan ettikten sonra Habibine (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hitaben:''Ya Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bu kitabın hükümlerini insanlara tebliğ ettiğinde sakın senin kalbinde insanlar kabul etmezler, karşı gelirleri feryad ederler diye bir zorluk, bir sıkıntı olmasın'' buyuruyor.
Ayetimizde geçen (Haracun) kelimesi ''şüphe'' anlamındadır.Ayrıca ''zorluk'' manasında da kullanılır.Zira insan şüphelendi mi zorlanır.
ALLAH, cümlemizin kalbini Kuran-ı Azimüşşan ile ferahlanan, onu okyunca huzur duyan, rahatlık duyan, sevinç duyan kalplerden eylesin.
İnsan, kainatı yoktan vareden, kullarına anlarından babalarından çok acıyan ALLAH-u Teala'nın kitabından zorluk duyarsa, başka zorluk duymadığı hiçbir şey kalmaz.Eğer insan, ALLAH-u Teala Hazretlerini hakkıyla bilse ve bildiği gibi inansa ve ona teslim olsa; ne çetinliik kalır, ne darlık kalır, ne de bir güçlük kalır.
Kalplerin darlanmaması, hatta huzura kavuşması için zikrullaha çok devam etmek lazımdır.
Şu ayeti kerime bu manaya işaret emketedir:
''Öyle kimseler ki ALLAH' iman ettiler ve ALLAH'ın zikri ile kalpleri mutmain oluyor,(işte bunlar ALLAH Teala'ya yönelenlerdir.ALLAH Teala Hazretlerine yönelmek evvela iman, sonra zikrullaha devam etmek iledir).Agah olunuz (biliniz) ki, kalpler ancak ALLAH'ı zikretmekle mutmain olur (sükunet bulur).''(Rad Suresi 28)
İnsanla Cenab-ı Hak arasında hiç münasebet yoktur.Toprakla Rab arasında ne münasebet olabilir.Yalnız, zikreden insan zikrettikçe Mevla ile arasında bir münasebet bir alaka hasıl oluyor.O münasebet ve alakadan sevgi doğuyor.Münasebet arttıkça sevgide artıyor.Ne zaman ki, sevgi zikredeni kaplıyor işte bu kişi kemal derecesine yükseliyor.İtmi'nan (kalbin huzura kavuşması) hasıl oluyor.
''Öyle kimseler ki iman ettiler ve salih amel işlediler onlar için güzel bir hayat ve güzel bir makam vardır.''(Rad 29)
ZOR GEÇİTLER KURAN İLE GEÇİLİR
ALLAH-u Teala Hazretleri sohbet ayetimizde Kuran'ın indirilişine sebep olarak (li tünzira bihi) buyuruyor.Yani ''Onun (Kuran'ın) vasıasıyla korkutasın için'' sana indirilmiştir.
İnzar:Mutlak korkutmak anlamında olmayıp, bir şeyin sonundaki tehlikeyi güzelce anlatmak ve o tehlikeye dikkat çekmek demektir.
ALLAH-u Teala Hazretleri, Kuran ve peygamberimiz vasıtasıyla kullarının önünde tehlikeli ve zor geçitler olduğunu haber vermiş, korkup o tehlikeli geçitleri rahat aşabilmeleri için tedbir almalarını yani Kuran'ın emrettiği iman, amel-i salih ve ihlası kazanmalarını murad etmiştir.O zaman dar geçitler ve zorluklar hep genişliğe ve kolaylığa tebeddül eder (dönüşür).
Bir de ne için indirildi Kuran-ı Azimüşşan? ''Müminlere vaaz olsun için''
Kuran'ı okuyup manasını düşünen ve onunla amel eden ve yasak ettiği şeylerden kaçanlar davayı kazanacak, pişman olmayacak, çok memnun olacaklar.Şu ayeti celile-i cemile'nin manasına kavuşacaklar:
''Diyecekler ki:Hamd olsun o ALLAH'a ki bize olan va'dini yerine getirdi ve bizi cennet arzına varis kıldı.Cennetten dilediğimiz yerde yerleşiyoruz.İşte amel edenlerin mükafatı ne güzeldir!''(Zümer 74)
Bu insanların bu kelamlarından anlaşılıyor ki, zorluk görmeden cennetlere yerleştiler.Eğer zorluk görseydiler böyle derlermiydi? Cenab-ı ALLAH bizleri de o kullar arasına katsın.Amin.
Çok müjdeler vardır.Cenab-ı Hakkın Kuran-ı Azimüşşan ve Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) vasıtasıyla bizleri korkutması bizlere büyük rahmettir.Bizi uyandırıyor, tedbir aldırıyor, iyiliklerle uğraştırıyor, kötülüklerden uzaklaştırıyor.Böylece saadeti ebediyeye kavuşturuyor.
Bütün ayeti kerimelerden anlaşılıyor ki, insan okuyacak, Kuran'ın manasını bilece ve onu düşünecek, onunla amel edecek, eğlencelerden hiçbirine yaklaşmayacak.
Müslümanın eğlenceye vakti yoktur.
Dünyada çoluk çocuğunun nafakasını helalinden temin edip, ahiret vazifelerini yerine getirmek çok vakit istiyor.İğnenin ucu kadar eğlenceye vakit bırakmıyor.Ama sen aklını çalıştırmazsan, eğlenceye çok vakit bulursun, aranması lazım gelen şeyleride kaybedersin.
hak aşkıyla...
Okuyacağımız Ayet-i Kerimeler ALLAH'u Teala ve Tekaddes Hazretleri'nin beyyinatıdır.Açıklamaları bu niyet ile dinlemelidir.
Yerleri, gökleri, arşı ve kürs'yü yaratan, bunların hepsini direksiz ayakta tutan, semayı yıldızlarla süsleyen, ay ve güneşle parlatan, bu kadar nebatatı, bütün canlıları ve hepimizi yaratan ve yaşatan ALLAH'ın kelamıdır...
İnsan bunları böyle düşünmezse, çok az anlar.Belkide hiç anlamaz.Ama böyle düşünerek dinlerse o vakit daha iyi anlar ve yükselir.
KURAN'IN BÜYÜKLÜĞÜ ANCAK ALLAH'IN ÖLÇÜLERİ İLE BİLİNİR
(Sure başı:elif lam mim sad ayeti ile başlıyor)
Hurufu Mukataat;müteşabih ayetlerdendir.ALLAH Teala ve Tekaddes Hazretleri'nin bu harflerden maksadının ne olduğunu kendi bilir.Bunlar Kuran'ı Kerim'in sırrıdır.Bunların zahirine inanır, onlar hakkındaki batıni ilmi ALLAH'a bırakırız.
Sure-i Ali İmran'da bu ayetler hakkında şöyle buyurulmaktadır:
''Biz bu ayetlere iman ettik.Herbirerleri rabbimiz tarafından indrilmiştir''.(Ali İmran 7 den)
Der ayeti meali şerifi:
''(Bu, öyle) büyük bir kitaptır ki, bununla korkutasın diye ve müminlere bir mevize (öğüt) olmak üzere sana indirilmişti.Artık bundan (sen onu duyururken kafirlerin yalanlayacaklarından) dolayı senin göğsünde (kalbinde) sakın bir sıkıntı olmasın.''
Kuran'ı Kerim büyük bir kitaptır.Büyüklüğü ancak ALLAH-u Teala'nın ölçüleri ile bilinir.Mahlukatın ölçüleri onun büyüklüğünü bildiremez.
Cenab-ı Hak (Celle ve Ala) Hazretleri bu ayet-i celilesinde bu kitabın kendisi tarafından Habibine indirilmiş son derece büyük bir kitap olduğunu beyan ettikten sonra Habibine (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hitaben:''Ya Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bu kitabın hükümlerini insanlara tebliğ ettiğinde sakın senin kalbinde insanlar kabul etmezler, karşı gelirleri feryad ederler diye bir zorluk, bir sıkıntı olmasın'' buyuruyor.
Ayetimizde geçen (Haracun) kelimesi ''şüphe'' anlamındadır.Ayrıca ''zorluk'' manasında da kullanılır.Zira insan şüphelendi mi zorlanır.
ALLAH, cümlemizin kalbini Kuran-ı Azimüşşan ile ferahlanan, onu okyunca huzur duyan, rahatlık duyan, sevinç duyan kalplerden eylesin.
İnsan, kainatı yoktan vareden, kullarına anlarından babalarından çok acıyan ALLAH-u Teala'nın kitabından zorluk duyarsa, başka zorluk duymadığı hiçbir şey kalmaz.Eğer insan, ALLAH-u Teala Hazretlerini hakkıyla bilse ve bildiği gibi inansa ve ona teslim olsa; ne çetinliik kalır, ne darlık kalır, ne de bir güçlük kalır.
Kalplerin darlanmaması, hatta huzura kavuşması için zikrullaha çok devam etmek lazımdır.
Şu ayeti kerime bu manaya işaret emketedir:
''Öyle kimseler ki ALLAH' iman ettiler ve ALLAH'ın zikri ile kalpleri mutmain oluyor,(işte bunlar ALLAH Teala'ya yönelenlerdir.ALLAH Teala Hazretlerine yönelmek evvela iman, sonra zikrullaha devam etmek iledir).Agah olunuz (biliniz) ki, kalpler ancak ALLAH'ı zikretmekle mutmain olur (sükunet bulur).''(Rad Suresi 28)
İnsanla Cenab-ı Hak arasında hiç münasebet yoktur.Toprakla Rab arasında ne münasebet olabilir.Yalnız, zikreden insan zikrettikçe Mevla ile arasında bir münasebet bir alaka hasıl oluyor.O münasebet ve alakadan sevgi doğuyor.Münasebet arttıkça sevgide artıyor.Ne zaman ki, sevgi zikredeni kaplıyor işte bu kişi kemal derecesine yükseliyor.İtmi'nan (kalbin huzura kavuşması) hasıl oluyor.
''Öyle kimseler ki iman ettiler ve salih amel işlediler onlar için güzel bir hayat ve güzel bir makam vardır.''(Rad 29)
ZOR GEÇİTLER KURAN İLE GEÇİLİR
ALLAH-u Teala Hazretleri sohbet ayetimizde Kuran'ın indirilişine sebep olarak (li tünzira bihi) buyuruyor.Yani ''Onun (Kuran'ın) vasıasıyla korkutasın için'' sana indirilmiştir.
İnzar:Mutlak korkutmak anlamında olmayıp, bir şeyin sonundaki tehlikeyi güzelce anlatmak ve o tehlikeye dikkat çekmek demektir.
ALLAH-u Teala Hazretleri, Kuran ve peygamberimiz vasıtasıyla kullarının önünde tehlikeli ve zor geçitler olduğunu haber vermiş, korkup o tehlikeli geçitleri rahat aşabilmeleri için tedbir almalarını yani Kuran'ın emrettiği iman, amel-i salih ve ihlası kazanmalarını murad etmiştir.O zaman dar geçitler ve zorluklar hep genişliğe ve kolaylığa tebeddül eder (dönüşür).
Bir de ne için indirildi Kuran-ı Azimüşşan? ''Müminlere vaaz olsun için''
Kuran'ı okuyup manasını düşünen ve onunla amel eden ve yasak ettiği şeylerden kaçanlar davayı kazanacak, pişman olmayacak, çok memnun olacaklar.Şu ayeti celile-i cemile'nin manasına kavuşacaklar:
''Diyecekler ki:Hamd olsun o ALLAH'a ki bize olan va'dini yerine getirdi ve bizi cennet arzına varis kıldı.Cennetten dilediğimiz yerde yerleşiyoruz.İşte amel edenlerin mükafatı ne güzeldir!''(Zümer 74)
Bu insanların bu kelamlarından anlaşılıyor ki, zorluk görmeden cennetlere yerleştiler.Eğer zorluk görseydiler böyle derlermiydi? Cenab-ı ALLAH bizleri de o kullar arasına katsın.Amin.
Çok müjdeler vardır.Cenab-ı Hakkın Kuran-ı Azimüşşan ve Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) vasıtasıyla bizleri korkutması bizlere büyük rahmettir.Bizi uyandırıyor, tedbir aldırıyor, iyiliklerle uğraştırıyor, kötülüklerden uzaklaştırıyor.Böylece saadeti ebediyeye kavuşturuyor.
Bütün ayeti kerimelerden anlaşılıyor ki, insan okuyacak, Kuran'ın manasını bilece ve onu düşünecek, onunla amel edecek, eğlencelerden hiçbirine yaklaşmayacak.
Müslümanın eğlenceye vakti yoktur.
Dünyada çoluk çocuğunun nafakasını helalinden temin edip, ahiret vazifelerini yerine getirmek çok vakit istiyor.İğnenin ucu kadar eğlenceye vakit bırakmıyor.Ama sen aklını çalıştırmazsan, eğlenceye çok vakit bulursun, aranması lazım gelen şeyleride kaybedersin.
hak aşkıyla...