152. İradeli olunuz. Biliniz ki nefsin, heva ve heveslerinin dizginidir irade. İradesine sahip olamayanlar, heva ve heveslerinin kulu, arzu ve tutkularının esiri olurlar. Tutkularınız bileğinize kelepçe, boynunuza zincir, ayağınıza prangadır.
153. Hiçbir şeyin tiryakisi olmamaya dikkat ediniz.Tüm tiryakilikler ve "koliklikler" birer tutkudur. İradeyi zaafa uğratırlar. Bazı şeyleri kullansanız dahi tiryakisi olmamaya özen gösteriniz. Tiryakilik, kişiyi tiryakisi olduğu şey konusunda irade zaafiyetine götürür. Tutkuya dönüşen her heva kısa zamanda "ilah"laşır. Kur'an'ın "hevasını tanrı edineni görmedin mi?" buyurduğu gibi o da tutkusunu tanrı edinir.
154. Mütereddit ve şüpheci olmayınız. Hele hele kişinin inandığı değerlerde tereddüt etmesi bir akide zaafıdır. Kötü karar her zaman kararsızlıktan iyidir. Bir iş yapmaya azmetmişsen "Allah de, gerisini bırak." Yine Kur'an'ın dediği gibi "Bir işe azmettinse ALLAH'a dayan ve yürü." "Allah kuluna yetmez mi?" Hz. Ali'nin dediği gibi; "sen değil dağlar sallansın", sallandı da. Çünkü vahiy gibi dağlan toz-duman eden bir ilahî sorumluluk insan olarak senin omuzlarındadır.
155. "Gevşemeyiniz, üzülmeyiniz. Eğer inanıyorsanız, mutlaka siz üstünsünüz." Eğer doğru olduğundan eminseniz "bismillah" deyip yürüyünüz. Arkanızdan kimlerin gelip-gelmediği önemli değil. Hz. İbn Mes'ud'un dediği gibi "cemaat, hak üzere olandır, isterse bir kişi olsun."
156. Ahde vefa gösteriniz. Kaça mâlolursa olsun verdiğiniz sözü bozmayınız, bozacağınız sözü vermeyiniz. Ashabına karşı çok şefkatli olan Nebi'nin tavırlarını hatırlayınız. Hudeybiye'yi ve Ebu Cendel'i hatırlayınız. O, kendi aleyhine de olsa anlaşma maddelerinden birini teşkil eden bir ahdi orada uygulamış, içi kanaya kanaya sözünü yerine getirmişti. Oysaki o söz, bir müşriğe verilmişti. Kur'an'da mü'minlerin özellikleri anılırken Rabbimiz "onlar ki emanetlerine ve sözlerine riayet ederler" buyurmaktadır.
157. İnsaflı olunuz, zira "insaf dinin yarısıdır." Unutmayınız ki insaflı olmayana insaflı olunmaz, merhamet etmeyene de merhamet olunmaz. İnsafı elden bırakanlar, mazlumken zalim konumuna düşebilirler. Nebi'nin tavsiyesi gereği "Allah'ın ahlakıyla ahlaklanmak" istiyorsak, Rahman ve Rahim sıfatlan bizde de tecelli etmeli.
158. Kızdığınız zaman kendinize hakim olunuz. ALLAH Rasulü'nün buyurduğu gibi: "hasmını yenen pehlivan, kızdığı zaman nefsine hakim olandır." Gazap ve sinir bastığı zaman bu iki ateşi abdest ve namazla söndürünüz. Unutmayınız ki gazapda ALLAH'ın derecesine ulaşamazsınız, o halde ALLAH'ı kızdırmaktan korkunuz. Onunla her alanda olduğu gibi gazap konusunda da ayaklaşılamayacağını aklınızdan çıkarmayınız.
159. Bir mü'minin size karşı yaptığı hatayı küçük, sizin başkalarına karşı yaptığınız hatayı büyük görünüz. Başkalarının size yaptığı iyiliği büyük, sizin başkalarına yaptığınız iyiliği küçük görünüz. Bu meziyettir. Şeytanın dürbünü vardır. Kardeşiniz size karşı bir hata yaparsa ya da siz başkalarına ikram yaparsanız, şeytan dürbününün büyülten tarafını gözünüze dayar. Yok eğer kardeşiniz size bir iyilik yapmış ya da siz ona karşı bir hata yapmışsanız, bu kez şeytan dürbünü ters çevirip küçülten tarafını gözünüze dayar ki senin karşı tarafa yaptığın hatayı ya da karşı tarafın sana yaptığı ikramı küçük göstersin.
160. Şeytanın dürbününü aradan kaldırınız. Olaylara en azından çıplak gözle bakmayı deneyiniz. O zaman vardığınız sonuçların ve hükümlerin abartılı olduğunu hayretle göreceksiniz.
161. Faal olunuz. Uyuşuk ve pısırık olmayınız. İyi biliniz ki tarihi, kalabalıklar değil, her toplumun içinden çıkan faal ve çalışkan insanlar yazmaktadır. Siz de insanlık tarihi içerisindeki rolünüzü Yaratıcınızın sizin için yazdığı senaryoya uygun olarak oynayınız.
162. Edilgen değil etken olunuz. İslami olmayan ortamlarda etken olamıyorsanız hiç olmazsa yalıtkan olunuz. Unutmayınız ki Müslüman, içine girdiği ortama uyan değil, ortamı kendi inancına uydurandır.
163. ALLAH için bir hizmet verileceği zaman ilk atılan gönüllü siz olunuz. Ancak ödül dağıtılacağı zaman, hediye verileceği zaman ilk atılan siz olmayınız. Rableri için çalışanlar, O'nun katında en güzel ödül ile ödüllendirileceklerinden emin olmalıdırlar.
164. Niteliksiz ve sıradan olmayınız. Kalifiye ve mütehassıs olunuz. Alanınızda ikinciliğe razı olmayınız. Hep arayan biri değil 'aranan' biri olunuz. İhtisasa hürmet ediniz ki başkaları da sizin ihtisasınıza hürmet etsin. İhtisasa hürmet İslami bir şiardır.
165. Yaptığınız işin en iyisini biliniz ve iyisini yapınız. Müslüman kimliğiniz işinize, eşinize, aşınıza özetle herşeyinize yansımalıdır. Herkesin hobisi, özel zevki olabilir. Herkes ayrı bir şeyden hazzedebilir. Ancak mü'minin hobisi, özel zevki, insana hizmet olmalıdır.
166. Hiçbir alanda ikinciliğe razı olmayınız. Müslümana yakışan meşru her alanda birinci olmaktır. Mesleğinizi öyle iyi icra ediniz ki, inancınızın düşmanları dahi "galiba bu mesleği iyi icra edebilmek için onun gibi inanmam gerek" desin.
167. İnancınıza küfredilen, dalga geçilen yerlerde durmayınız. ALLAH'ın kitabında belirttiği gibi o meclisi protesto ediniz. Siz de başkalarının inancına küfretmeyiniz. İnsanlar ya dinde kardeşiniz, ya insanlıkta eşinizdir. Dinde kardeşiniz olanla akide ve insaniyet gibi iki bağınız, olmayanla yalnızca insaniyet bağınız vardır. Bu bağlar muhteremdir. Bunların ihtiramına riayet ediniz. Akidenizin düşmanları dahi sizin insaniyetinize laf atamasın ve takdir etmek zorunda kalsın.
168. İnsan olmak ayıp değildir; melek olmaya çalışmayınız. Aslolan hata yapmamak değil, hatada ısrar etmemektir. Hatayı itiraf erdemdir. Hiç bir hata, hatayı savunmaktan daha büyük olamaz. Şeytanı şeytan eden hatası değil, hatasını savunmasıydı.
169. Kötü alışkanlıklardan, sizi hafif düşürecek, imanınızın vakarını zedeleyecek sulu davranışlardan uzak durunuz. Müslüman toplumda saygı uyandıran insandır..
153. Hiçbir şeyin tiryakisi olmamaya dikkat ediniz.Tüm tiryakilikler ve "koliklikler" birer tutkudur. İradeyi zaafa uğratırlar. Bazı şeyleri kullansanız dahi tiryakisi olmamaya özen gösteriniz. Tiryakilik, kişiyi tiryakisi olduğu şey konusunda irade zaafiyetine götürür. Tutkuya dönüşen her heva kısa zamanda "ilah"laşır. Kur'an'ın "hevasını tanrı edineni görmedin mi?" buyurduğu gibi o da tutkusunu tanrı edinir.
154. Mütereddit ve şüpheci olmayınız. Hele hele kişinin inandığı değerlerde tereddüt etmesi bir akide zaafıdır. Kötü karar her zaman kararsızlıktan iyidir. Bir iş yapmaya azmetmişsen "Allah de, gerisini bırak." Yine Kur'an'ın dediği gibi "Bir işe azmettinse ALLAH'a dayan ve yürü." "Allah kuluna yetmez mi?" Hz. Ali'nin dediği gibi; "sen değil dağlar sallansın", sallandı da. Çünkü vahiy gibi dağlan toz-duman eden bir ilahî sorumluluk insan olarak senin omuzlarındadır.
155. "Gevşemeyiniz, üzülmeyiniz. Eğer inanıyorsanız, mutlaka siz üstünsünüz." Eğer doğru olduğundan eminseniz "bismillah" deyip yürüyünüz. Arkanızdan kimlerin gelip-gelmediği önemli değil. Hz. İbn Mes'ud'un dediği gibi "cemaat, hak üzere olandır, isterse bir kişi olsun."
156. Ahde vefa gösteriniz. Kaça mâlolursa olsun verdiğiniz sözü bozmayınız, bozacağınız sözü vermeyiniz. Ashabına karşı çok şefkatli olan Nebi'nin tavırlarını hatırlayınız. Hudeybiye'yi ve Ebu Cendel'i hatırlayınız. O, kendi aleyhine de olsa anlaşma maddelerinden birini teşkil eden bir ahdi orada uygulamış, içi kanaya kanaya sözünü yerine getirmişti. Oysaki o söz, bir müşriğe verilmişti. Kur'an'da mü'minlerin özellikleri anılırken Rabbimiz "onlar ki emanetlerine ve sözlerine riayet ederler" buyurmaktadır.
157. İnsaflı olunuz, zira "insaf dinin yarısıdır." Unutmayınız ki insaflı olmayana insaflı olunmaz, merhamet etmeyene de merhamet olunmaz. İnsafı elden bırakanlar, mazlumken zalim konumuna düşebilirler. Nebi'nin tavsiyesi gereği "Allah'ın ahlakıyla ahlaklanmak" istiyorsak, Rahman ve Rahim sıfatlan bizde de tecelli etmeli.
158. Kızdığınız zaman kendinize hakim olunuz. ALLAH Rasulü'nün buyurduğu gibi: "hasmını yenen pehlivan, kızdığı zaman nefsine hakim olandır." Gazap ve sinir bastığı zaman bu iki ateşi abdest ve namazla söndürünüz. Unutmayınız ki gazapda ALLAH'ın derecesine ulaşamazsınız, o halde ALLAH'ı kızdırmaktan korkunuz. Onunla her alanda olduğu gibi gazap konusunda da ayaklaşılamayacağını aklınızdan çıkarmayınız.
159. Bir mü'minin size karşı yaptığı hatayı küçük, sizin başkalarına karşı yaptığınız hatayı büyük görünüz. Başkalarının size yaptığı iyiliği büyük, sizin başkalarına yaptığınız iyiliği küçük görünüz. Bu meziyettir. Şeytanın dürbünü vardır. Kardeşiniz size karşı bir hata yaparsa ya da siz başkalarına ikram yaparsanız, şeytan dürbününün büyülten tarafını gözünüze dayar. Yok eğer kardeşiniz size bir iyilik yapmış ya da siz ona karşı bir hata yapmışsanız, bu kez şeytan dürbünü ters çevirip küçülten tarafını gözünüze dayar ki senin karşı tarafa yaptığın hatayı ya da karşı tarafın sana yaptığı ikramı küçük göstersin.
160. Şeytanın dürbününü aradan kaldırınız. Olaylara en azından çıplak gözle bakmayı deneyiniz. O zaman vardığınız sonuçların ve hükümlerin abartılı olduğunu hayretle göreceksiniz.
161. Faal olunuz. Uyuşuk ve pısırık olmayınız. İyi biliniz ki tarihi, kalabalıklar değil, her toplumun içinden çıkan faal ve çalışkan insanlar yazmaktadır. Siz de insanlık tarihi içerisindeki rolünüzü Yaratıcınızın sizin için yazdığı senaryoya uygun olarak oynayınız.
162. Edilgen değil etken olunuz. İslami olmayan ortamlarda etken olamıyorsanız hiç olmazsa yalıtkan olunuz. Unutmayınız ki Müslüman, içine girdiği ortama uyan değil, ortamı kendi inancına uydurandır.
163. ALLAH için bir hizmet verileceği zaman ilk atılan gönüllü siz olunuz. Ancak ödül dağıtılacağı zaman, hediye verileceği zaman ilk atılan siz olmayınız. Rableri için çalışanlar, O'nun katında en güzel ödül ile ödüllendirileceklerinden emin olmalıdırlar.
164. Niteliksiz ve sıradan olmayınız. Kalifiye ve mütehassıs olunuz. Alanınızda ikinciliğe razı olmayınız. Hep arayan biri değil 'aranan' biri olunuz. İhtisasa hürmet ediniz ki başkaları da sizin ihtisasınıza hürmet etsin. İhtisasa hürmet İslami bir şiardır.
165. Yaptığınız işin en iyisini biliniz ve iyisini yapınız. Müslüman kimliğiniz işinize, eşinize, aşınıza özetle herşeyinize yansımalıdır. Herkesin hobisi, özel zevki olabilir. Herkes ayrı bir şeyden hazzedebilir. Ancak mü'minin hobisi, özel zevki, insana hizmet olmalıdır.
166. Hiçbir alanda ikinciliğe razı olmayınız. Müslümana yakışan meşru her alanda birinci olmaktır. Mesleğinizi öyle iyi icra ediniz ki, inancınızın düşmanları dahi "galiba bu mesleği iyi icra edebilmek için onun gibi inanmam gerek" desin.
167. İnancınıza küfredilen, dalga geçilen yerlerde durmayınız. ALLAH'ın kitabında belirttiği gibi o meclisi protesto ediniz. Siz de başkalarının inancına küfretmeyiniz. İnsanlar ya dinde kardeşiniz, ya insanlıkta eşinizdir. Dinde kardeşiniz olanla akide ve insaniyet gibi iki bağınız, olmayanla yalnızca insaniyet bağınız vardır. Bu bağlar muhteremdir. Bunların ihtiramına riayet ediniz. Akidenizin düşmanları dahi sizin insaniyetinize laf atamasın ve takdir etmek zorunda kalsın.
168. İnsan olmak ayıp değildir; melek olmaya çalışmayınız. Aslolan hata yapmamak değil, hatada ısrar etmemektir. Hatayı itiraf erdemdir. Hiç bir hata, hatayı savunmaktan daha büyük olamaz. Şeytanı şeytan eden hatası değil, hatasını savunmasıydı.
169. Kötü alışkanlıklardan, sizi hafif düşürecek, imanınızın vakarını zedeleyecek sulu davranışlardan uzak durunuz. Müslüman toplumda saygı uyandıran insandır..