179. İnfak ediniz. Kur'an, iman ve namaz'dan sonra üçüncü olarak infakı sayar. ALLAH insanları mallarıyla ve canlarıyla sınamaktadır. Mal sınavını geçemeyenler, can sınavına girmeye hak kazanamayacaklardır. Tıpkı Kabil gibi. O, mal sınavını veremedi ve kaybetti. Habil ise mal sınavını verince can sınavına girdi ve onu da kazanarak "şehadetname"sini aldı.
180. İnfak Kur'an'da ALLAH için vermenin genel adıdır, înfakın farz olanına zekat, nafile olanına tasadduk denilir.
181. Verebildiğiniz şey sizindir. Çünkü insan ancak sahibi olduğu şeyi verebilir. Eğer veremi-yorsan sen malın değil, mal senin sahibindir. İslam'ın hakim olduğu toplumda mü'minler kırkta bir zekat vermekle yetinebilirler. Ancak İslam'ın mahkum olduğu toplumlarda bir varlıklı Müslüman sadece kırkta bir zekatını vermekle yetinmemelidir. Sahabe kırkta bir zekata "Zekatu'1-Bahil: cimrinin zekatı" derlermiş. İslam'ın tüm yükünü mü'minlerin omuzladığı böylesi zor zamanlarda mü'minler içerisinden Asr-ı Saadet insanı gibi beşte bir, hatta Ka'b b. Malik ve diğer bazı sahabiler gibi ikide bir verebilenler çoğalmalıdır.
182. İnfak edince azalacağını zannetmeyiniz. ALLAH için verdiğinin şuurunda olan, ALLAH'ın karşılığını kat kat vereceğini de bilir.
183. Kur'an'da iman ve namazdan sonra infak zikredilir. Kur'an infaktan o kadar çok söz eder ki, "vahiy insana ALLAH yoluna vermeyi öğretmek için gelmiştir" dense yeridir. İnfak, kişinin ALLAH'ı kazancına ortak etmesidir. Geliri artırmanın en kesin ve akıllı yolu ALLAH yolunda harcamaktır. ALLAH yolunda harcamak, eksiltmek değil çoğaltmaktır; deneyebilirsiniz.
184. Bollukta da veriniz darlıkta da. Hatta, işini bilenler, asıl muhtaç oldukları zaman infak ederler. Vermek için zengin olmayı bekleyenler hiç veremeyecekler demektir. Yokluk sırasında veremeyenler varlıkta hiç veremezler. Hem, vermenin artırdığına inananlar en muhtaç oldukları zamanda verirler. Bilir ve inanırlar ki, verdikleri kendilerine kat kat iade edilecektir,
185. Denge, yaratılışın sırrıdır. Denge, mahlukatın tâbî olduğu en büyük kanundur. Denge, sünnetullahtır. Kâinat ilâhi bir denge üzerinde hareket etmektedir.
186. Duygu, düşünce ve eylem dengesini bozmayınız. Dengesizliğin kozmik karşılığı kıyamettir. Ferdi dengesizlik ferdin kıyametini, sosyal dengesizlik toplumun kıyametini getirir.
187. Hepiniz Müslüman olarak ALLAH'ın "Selam" isminin bir tecellisi olarak yaradılışın kanunu kıldığı dengeyi korumakla görevlisiniz. Tarih, dengeyi bozanlarla dengeyi korumak isteyenler arasındaki ölümsüz mücadelenin adıdır. Peygamberler, İlahi dengeyi tavır ve davranışlarıyla sembolleştiren ideal örneklerdir. Kitaplar, denge öğretisinin İlahi metinleridir.
188. Evrensel olanla bölgesel olan arasındaki hassas dengeyi koruyunuz. Bölgenizde olup bitenlerle ilgilendiğiniz gibi üzerinde yaşadığınız ve size emanet edilen dünyada neler olup bittiğiyle de ilgileniniz.
189. Aynen bunun gibi güncel olanla olmayan arasındaki dengeyi de koruyunuz. Günlük hadiseleri yorumlarken güncelin etkisinde kalarak değil, o hadiselerle, zamanın ve zeminin değişmesiyle değişmeyen sosyal, siyasal ve evrensel kanunlar arasındaki ilişkiyi bularak sonuca gidiniz. Bunun için de iki şeyi çok iyi biliniz: I) Özel ve genel tarihinizi, II) Sünnetullah dediğimiz evrensel yasaları
180. İnfak Kur'an'da ALLAH için vermenin genel adıdır, înfakın farz olanına zekat, nafile olanına tasadduk denilir.
181. Verebildiğiniz şey sizindir. Çünkü insan ancak sahibi olduğu şeyi verebilir. Eğer veremi-yorsan sen malın değil, mal senin sahibindir. İslam'ın hakim olduğu toplumda mü'minler kırkta bir zekat vermekle yetinebilirler. Ancak İslam'ın mahkum olduğu toplumlarda bir varlıklı Müslüman sadece kırkta bir zekatını vermekle yetinmemelidir. Sahabe kırkta bir zekata "Zekatu'1-Bahil: cimrinin zekatı" derlermiş. İslam'ın tüm yükünü mü'minlerin omuzladığı böylesi zor zamanlarda mü'minler içerisinden Asr-ı Saadet insanı gibi beşte bir, hatta Ka'b b. Malik ve diğer bazı sahabiler gibi ikide bir verebilenler çoğalmalıdır.
182. İnfak edince azalacağını zannetmeyiniz. ALLAH için verdiğinin şuurunda olan, ALLAH'ın karşılığını kat kat vereceğini de bilir.
183. Kur'an'da iman ve namazdan sonra infak zikredilir. Kur'an infaktan o kadar çok söz eder ki, "vahiy insana ALLAH yoluna vermeyi öğretmek için gelmiştir" dense yeridir. İnfak, kişinin ALLAH'ı kazancına ortak etmesidir. Geliri artırmanın en kesin ve akıllı yolu ALLAH yolunda harcamaktır. ALLAH yolunda harcamak, eksiltmek değil çoğaltmaktır; deneyebilirsiniz.
184. Bollukta da veriniz darlıkta da. Hatta, işini bilenler, asıl muhtaç oldukları zaman infak ederler. Vermek için zengin olmayı bekleyenler hiç veremeyecekler demektir. Yokluk sırasında veremeyenler varlıkta hiç veremezler. Hem, vermenin artırdığına inananlar en muhtaç oldukları zamanda verirler. Bilir ve inanırlar ki, verdikleri kendilerine kat kat iade edilecektir,
185. Denge, yaratılışın sırrıdır. Denge, mahlukatın tâbî olduğu en büyük kanundur. Denge, sünnetullahtır. Kâinat ilâhi bir denge üzerinde hareket etmektedir.
186. Duygu, düşünce ve eylem dengesini bozmayınız. Dengesizliğin kozmik karşılığı kıyamettir. Ferdi dengesizlik ferdin kıyametini, sosyal dengesizlik toplumun kıyametini getirir.
187. Hepiniz Müslüman olarak ALLAH'ın "Selam" isminin bir tecellisi olarak yaradılışın kanunu kıldığı dengeyi korumakla görevlisiniz. Tarih, dengeyi bozanlarla dengeyi korumak isteyenler arasındaki ölümsüz mücadelenin adıdır. Peygamberler, İlahi dengeyi tavır ve davranışlarıyla sembolleştiren ideal örneklerdir. Kitaplar, denge öğretisinin İlahi metinleridir.
188. Evrensel olanla bölgesel olan arasındaki hassas dengeyi koruyunuz. Bölgenizde olup bitenlerle ilgilendiğiniz gibi üzerinde yaşadığınız ve size emanet edilen dünyada neler olup bittiğiyle de ilgileniniz.
189. Aynen bunun gibi güncel olanla olmayan arasındaki dengeyi de koruyunuz. Günlük hadiseleri yorumlarken güncelin etkisinde kalarak değil, o hadiselerle, zamanın ve zeminin değişmesiyle değişmeyen sosyal, siyasal ve evrensel kanunlar arasındaki ilişkiyi bularak sonuca gidiniz. Bunun için de iki şeyi çok iyi biliniz: I) Özel ve genel tarihinizi, II) Sünnetullah dediğimiz evrensel yasaları