1. Mü’min kulum bana melâikelerin bir kısmından daha sevimlidir.
2. Sizden hiçbiriniz beni çocuğundan, anne ve babasından daha fazla sevmedikçe gerçekte iman etmiş olmaz.
3. Mü’minin kalbi tatlıdır; tatlılığı sever.
4. Mü’min o derece yumuşak huyludur ki bir kısmı onları ahmak zanneder.
5. Mü’minin hayırlısı kanaatkâr, şerlisi de tamahkâr olanıdır.
6. Mü’minin alameti gece namazıdır; izzeti de insanlardan istiğna etmesidir.
7. Mü’min akıllı, basiretli, uyanık ve vukufiyet sahibidir. Yönünü her cihette Allah’a çevirmiştir. Acele etmez, âlimdir, vera sahibidir. Münafık ise aksine malın nereden geldiğine bakmaz, nereye harcadığına dikkat etmez. Ötekini berikini çekiştirir, harama dikkat etmez, sözünün nereye gittiğine önem vermez.
8. Mü’min külfeti az olandır.
9. Mü’min her cihette faydalı insandır. Yolculuk yaparsan sana faydalı olur, alışveriş yaparsan sana fayda sağlar, istişare edersen sana fayda sağlar. Velhasıl mü’min serapa menfaattir.
10. Ben kuluma ahdetmişim ki, namazını bırakmadan kılarsa onu affederim, ona azab etmem ve onu cennetime alırım.
11. Bir mü’min her farz namazdan sonra on defa ihlâs okursa ona Allah’ın rızası ve mağfireti vacip olur.
12. Bir kimse Cuma namazından sonra yedişer defa Fatiha, ihlâs ve muavvizateyn okursa bir sonraki haftaya kadar Allah’ın hıfz ve himayesinde olur; zarar ve kötülüklerden korur.
13. Allah’ı çok zikredenler münafıklıktan kurtulurlar.
14. Beni zikretmesi, bana dua etmesinden alıkoyan kimseye istemeden hayırlısını veririm.
15. Akşam, sabah ve uyurken on defa “Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh” diyen kulu ALLAH bela ve musibetlerden, şeytanın hile ve desiselerinden korur.
16. Ehl-i cennet hiçbir şeyin hasretini çekmezler; ancak dünyada Allah’ı zikretmeden geçirdikleri zamanlara pişmanlık duyarlar.
17. Ben kulumun zannı üzereyim. Kulum beni nasıl tanırsa ben ona öyle muamele ederim.
18. Kim kazama razı olmaz, belama sabretmezse benden başka Rab arasın.
19. Musa (as) sordu: “Ya Rab Âdem sana nasıl şükretti?” Yüce ALLAH buyurdu: “Başına geleni benden bildi. Bu onun şükrü oldu.”
20. Kulumun kalbinde benim marifetimin alameti, kadrimin yüce olmasıdır. Bu da şikâyet edilmemem, rızkın geciktirilmesi ile itham edilmemem ve gayb addedilmememdir.
21. Kalem said ile şaki arasında yazdı. Dört şeyden fariğ oldu. İnsanın yaratılışı, ahlâkı, rızkı ve eceli…
22. Allah’ın verdiği az rızka razı olanın az ameline ALLAH razı olur. Allah’tan genişlik istemek de ibadettir.
23. Allah’tan korkun, helal yiyin, haramdan kaçının. Rızk için sabırsızlanmayın. Hiç kimse son rızkına erişmeden ölmez.
24. Siz Allah’a hakkı ile tevekkül etmiş olsaydınız kuşlar gibi rızıklandırılırdınız. Onlar yuvalarından aç olarak çıkarlar tok olarak dönerler.
25. Deveni bağla, sonra Allah’a tevekkül et.
26. ALLAH ve resulünü seven hiç kimse yoktur ki ona fakirlik sel gibi isabet etmesin. ALLAH ve Resulünü seven kimse belaya karşı zırh giyinsin. (Fakr, Allah’a ihtiyacını bilmektir.)
27. Ben bir kuluma müptela ederek imtihan ettiğim zaman kulum bana hamd eder ve iptila ettiğim şeye sabrederse muhakkak yatağından anasından doğduğu gün gibi günahsız olarak kalkar. Meleklere de “Ben kulumu imtihan ettim. Siz ona hasta olmadan önce ne gibi sevap ve ecir yazıyorsanız aynısını yazın” diye emreder.
28. Mü’min erkek ve kadınlara nefsine, çocuklarına ve malına Allah’a kavuşana kadar bela ve musibetler isabet etmeye devam eder. Ta Allah’ın huzuruna günahsız olarak gider.
29. Sizden birinize bir sıkıntı ve musibet isabet etse “İnna lillahi ve innâ ileyhi râciun” desin. Hatta ayakkabısının bağı kopsa da. Çünkü bu da bir musibettir.
30. Bir müslümanın başına bir sıkıntı ve musibet gelir ve mahzun olur da “İnnâ Lillahi ve inna ileyhi râciûn” derse yüce ALLAH meleklerine “Ben onun yüreğini sızlattım, o da sevabını umarak sabırla karşıladı. O kuluma cenneti yazın” buyurur. Mü’min bu zikri tekrar ettikçe ALLAH da onun ecrini ve mükâfatını tekrar eder.
31. Hiçbir nimet yoktur ki hamd edildikçe sevabı tazelenmesin, hiçbir musibet de yoktur ki hatırlanıp da kul “İnnâ lilahi ve innâ ileyhi râciûn” desin de ecir ve sevabı yenilenmesin.
32. Her kime gam, keder, hastalık ve musibet isabet eder de “Allahu Lâ şerîke lehu” derse bu musibetten kurtulur. (Yani musibet onun hakkında hayra ınkılab eder.)
33. Peygamberimiz (sav) insanların en güler yüzlüsü ve hoş canlısı idi…
34. Konuşurken tebessüm buyururlardı.
35. Karşısındakini sıkmaz ve ona mültefit davranır ve iltifat ederdi. Onu ile latife ederdi.
36. Kendisinden istenilen hemen her şeyi yaparlardı.
37. Bir şeye canı sıkıldığı zaman “Ya hayyu yâ kayyum, birahmetike esteğîsü” şeklinde dua ve zikrederlerdi.
38. Güzelin en güzeli güzel ahlaktır.
39. İmanın kemali güzel ahlaktadır.
40. Kendi nefsin için isteyip sevdiğini başka insanlar için de iste ve sev..
41. Mekârim-i ahlak ondur: Sözünde doğru olmak, harpte sadakat göstermek, dilenciyi boş çevirmemek, iyiliği karşılıksız bırakmamak, emaneti korumak, akrabayı ziyaret etmek, komşu hakkına riayet etmek, yol arkadaşına kendisini borçlu bilmek, misafiri ağarlamak, bütün bunların başı da hayâdır. Bu güzel huylar babada bulunur oğulda bulunmaz, oğulda bulunur babada olmaz, kölede bulunur efendide bulunmaz. ALLAH bunları saadet murat ettiği hayırlı kullarına nasip eder.
42. Güzel ahlak, dünyadan nasibine razı olmak, nasibi olmayana da hasret çekmemektir.
43. İslam’da haddi aşmak ve fena konuşmak yoktur. Ahlakı güzel olanın islamı da güzeldir.
44. Yüce ALLAH buyurdu: Benim hakkımı rıfk ile ifa eden ve mahlûkatıma rıfk ve tevazu ile muamele edenin makamını illiyyîne kadar yükseltirim.
45. Halka hoş muamele etmek ve halkı idare etmek sadakadır.
46. Kim hayır isterse ona hayır verilir, kim de şerden uzak durursa korunur. İlim çalışmakla, hilim gayretle elde edilir. ALLAH önce azim verir sonra tevfikini refik eder.
47. İnsanın güzelliği dilindedir.
48. İbadet on kısımdır, dokuzu susmak biri de helal kazanmaktır.
49. Afiyet on kısımdır, dokuzu susmak, biri de insanlardan sakınmaktadır.
50. Sükût âlim için ziynet, cahil için örtüdür.
51. İnsanların arasını bulmak nafile namaz ve oruçtan hayırlıdır.
52. İki kişinin arasını bulmak, harpte hile yapmak ve karı kocanın arasını bulmak için söylenen sözü yalan saymam.
53. Şu altı haslet hayırdandır. Zor zamanda cihad etmek, yaz ayında oruç tutmak, musibette sabır etmek, haklı olduğu halde mücadeleyi terk etmek, namazı ilk vaktinde kılmak, kışın soğuğunda abdesti güzelce almak.
54. Hayrı az olduğu için münakaşayı terk edin. Zira münakaşada iki taraftan biri muhakkak yalancıdır. Bunun için her iki taraf da günahkâr olur.
55. Mü’min kul için ibadetinden dolayı kendini beğenmekten daha büyük günah yoktur.
56. Yüce ALLAH buyurdu: “Ey Âdemoğlu! Sen ancak bana ibadet edip hiçbir şeyi ortak koşmadığın, her şeyi benden umduğun ve sebeplere tesir vermediğin müddetçe senden olan her şeyi affederim. Bu itikat üzere olduğun zaman yer gök dolusu günah ile huzuruma gelsen ben de ondan daha fazla mağfiretimle seni karşılarım ve günahın çokluğuna önem vermem.”
57. Kim benim beytimi, resulümün kabrini ve beyt-i makdisi ziyaret ederek ölse şehit olarak ölür.
58. Kim âhiret kaygısını çekerse ALLAH onun dünyasına kâfi gelir. Kim de sadece dünya kaygısını çekerse ALLAH onun hangi vadide helak olacağına bakmaz.
59. Ey İnsanlar! Dünya peşin bir metadır. İyi de kötü de ondan nasibini alır. Ahiret Allah’ın değişmeyen vadidir. Orada ALLAH hükmeder ve hak yerini bulur. Ey İnsanlar! Ahiret adamı olun, dünya uşağı olmayın. Allahtan korkarak amel edin. Bilin ki ALLAH sizi amellerinizle sizi yüzleştirecektir. Kim zerre kadar hayır yaparsa onun karşılığını görür; kim de zerre kadar şer işlerse onun karşılığını görür.
60. Dünyanın şerefi zenginlik, ahretin şerefi ise takvadır. İnsanın keremi takva, hasebiniz ahlakınız, nesebiniz de amellerinizdir.
61. ALLAH sizin üç şeyinizden razı olur: Kendisine iman edip şirk koşmamanız, Allah’ın ipi olan Kur’âna sarılarak tefrikaya düşmemeniz, başınızdaki Emire itaat ederek hayır tavsiyesinde bulunmanızdan razı olur. Çok konuşmanızdan, gereksiz soru sormaktan ve malınızı israf etmenizden de razı olmaz.
62. Kim her gün yetmiş defa istiğfar ederse ALLAH onun yedi yüz günahını affeder. Yazıklar olsun o kimseye ki her gün yedi yüz günah işler de bir defa istiğfar etmez.
63. Kul kırk yaşına gelince ALLAH onu cinnet, cüzam ve baras belasından emin kılar. Elli yaşına gelince ALLAH onun azabını hafifletir. Altmış yaşına gelince ALLAH onu inabe ile rızıklandırır. Yetmiş yaşına gelince gök ehline onu sevdirir. Seksen yaşına gelince ALLAH onun hasenatını sabit kılar ve seyyiatını siler. Doksan yaşına gelince ALLAH onun geçmiş ve gelecek günahlarını siler. Ailesine şefaatçi yapar. Ona gökten bir melek şöyle nida eder: “Bu kul dünyada Allah’ın eseridir.”
64. ALLAH için ikişer ikişer kardeş olun..
65. İstişare eden emin olur ve yardıma mazhar olur.
66. İtidal ve istikamet peygamberliğin yirmi beş cüz’ünden birisidir.
67. Afiyet on kısımdır, dokuzu helal kazanç, biri de diğer şeylerdir.
68. Bir kimse hoşuna giden bir şeyi görür de “Maşallah, Lâ havle kuvvete illâ billâh” derse ona nazar değmez.