asudebekleyis
Selamun Aleyküm...
Sitemize Hoşgeldiniz...
Saygılarımızla; Islami Forum asudebekleyis
İslami konularda her türlü bilgiyi bulabileceğiniz islami forum Yönetimi

Join the forum, it's quick and easy

asudebekleyis
Selamun Aleyküm...
Sitemize Hoşgeldiniz...
Saygılarımızla; Islami Forum asudebekleyis
İslami konularda her türlü bilgiyi bulabileceğiniz islami forum Yönetimi
asudebekleyis
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

asudebekleyis


Bağlı değilsiniz. Bağlanın ya da kayıt olun

...Ahlak ...

Aşağa gitmek  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

1...Ahlak ... Empty ...Ahlak ... Çarş. Mayıs 27, 2009 12:34 pm

ravza

ravza

85. Sözünüzde ve özünüzde doğru olunuz. Yalana alışmayınız. İnsanlar siz konuştuğunuz zaman tereddüt etmeden "bu doğru söyler" desinler. Bu "emin" olmanın ta kendisidir. Unutmayınız ki "rasul" olmadan çok daha önce "emin" olan bir Peygamberin ümmetiyiz. Emniyeti yara alanın imanı yara alır. Kişi, kendisinden emin olamayan biri için "mü'min" değildir. Mü'min kendisinden emin olunandır. Elbet her söylediğin doğru olmalı. Ancak doğruyu doğru yerde, doğru zamanda ve doğru bir üslupla söylemezsen, o doğruya zulmetmiş olursun. Yalancının mumu yatsıya kadar yanarmış. Yatsı namazını kılmadan yattığı halde bu nifakının ortaya çıkmaması için mumu yanık bırakırmış ki insanlar yatsının vaktini gözlüyor zannetsinler!?
86. Cesaretli ve metanetli olunuz. Ancak cesaretiniz hissinizden ve cehaletinizden değil, ilminizden ve imanınızdan kaynaklansın. ALLAH'ın dostlarına cennet, O'nun düşmanlarına cehennem kesiliniz. Biliniz ki ALLAH için sevmenin olmazsa olmaz şartı, ALLAH için buğzetmektir.
87. Metanetsiz cesaret dengesizliktir. Ancak gerçekten şecaatli olanlar metanetli olabilirler. Cesareti ilim ve imanından kaynaklanmayanda metanet olmaz.
88. Uyuşuk ve pısırık olmayınız. İçinde ya sadığınız toplumun, çevrenin, evrenin farkına varınız. Elbet içinde yaşadığınız toplum da sizin farkınıza varacaktır. Başkalarının yalanlara gösterdiği ilgi ve alakayı siz doğrularınıza göstermiyorsanız Rasul'ün diliyle "vehn" mikrobunu kapmışsınız demektir. Vehn, uyuşukluk ve pısırıklık demektir.
89. Sırrı gözetiniz. Size verilen her sır bir emanettir. Sırrı açığa vuran haindir; emanete ihanet etmiş olur. Kellenizi verseniz de sırrınızı vermeyiniz. Ancak o zaman kelimenin tam anlamıyla "mü'min" olursunuz.
90. Sır saklamayı bilmek kadar başkalarının sımnı araştırmamak da ahlâkî bir görevdir. Bu, merakın cinayete dönüştüğü noktadır. Verilmek istenmeyen bilgiyi öğrenme noktasında istekli olmayınız. O bilgi size lazım değilse "faydasız bilgi"olur. Biliniz ki Nebi (sav), faydasız bilgiden ALLAH'a sığınmıştır.
91. Hatayı kabul etmekten ve özür dilemekten utanmayınız. Utanılacak şey hatada ısrar etmek ve insanlara özür dilememektir. Hata etmek bir kez suçsa, hatada ısrar bin kez suçtur. "Kişi hatasını bilmek gibi irfan olmaz" demişler. El-Hak doğrudur. Sizin gerçek dostunuz sizi hata yaptığınızda şefkatle uyarandır. Ayıbına ilk tükürmesi gereken biri varsa o kişi, o ayıbı işleyenin kendisi olmalıdır.
92. Kişinin düşebileceği en acı ve komik durum kendi hatasını savunmak, hatta doğru gibi göstermek çabasıdır. Bunu farkında olmadan yapan biri mazur görülebilir belki ama bilerek yapan biriyle ilişkinizi kesiniz. Çünkü ahlaki zaaflar bulaşıcıdır ve o ilişki üretici ve yararlı bir ilişki olma özelliğini kaybetmiştir.
93. Herşeyden öte hatayı savunmak heva ve arzuyu savunmak demektir. İşte bu "hevayı tanrı edinme"nin ta kendisidir.
94. Kanaatkar ve tok gönüllü olunuz. Açlık mümkündür, normaldir. Anormal olan tok iken açlık korkusu çekmektir. Açlığa müptela olanlar birkez sıkıntı çekerler. Ama açlık korkusu denen belaya mübtela olanlar ömür boyu sıkıntı çekerler, isterse servetleri yedi sülalelerine kâfî gelsin. Bu nedenle aç kalma korkusu, aç kalmanın kendisinden bin defa daha beterdir. Bu hastalığa yakalananlara dünyanın tümünü verseniz doyuramazsmız. İşte yığma ve biriktirme hırsı burdan gelir.
95. Kanaatkar ve tok gönüllü olanın gözü de karnı da tok olur. Ancak kanaatsiz ve aç gönüllü olanın karnı doysa da gözü doymaz.
96. Dünya ve dünyalıkların sahibi olunuz, ne ki onların sizin sahibiniz olmasına izin vermeyiniz. Eşya size hizmet etsin, siz eşyanın hizmetkârı olmayınız. Kendi şerefinizi kendi ellerinizle düşürmüş, eşrefi mahlukatı esfeli mahlukat (mahlukatın en sefili) etmiş olursunuz.
97. ALLAH dünyayı kendisine ulaşan yolda size binek/merkep kılmıştır. Bunu tersine döndürüp siz dünyanın bineği/merkebi olmayınız. Lat, Menat ve Uzza'nın yerini ev, araba ve eşyanın aldığı bir toplumda siz bunlardan insana "efendi" olamayacağını hayatınızla topluma gösteriniz.
98. Gıybet ve dedikodu yapmayınız. Bu toplumsal bir hastalıktır. Bu hastalığa daha çok tatminsiz ve zevzek insanlar müptela olur. Ömrü, başkalarının dedikodusuyla tüketmek aynı zamanda bir kaçış yöntemidir; kişinin kendi kendisinden kaçışı...
99. Kendisini kendi gündemine almak istemeyen kişi, başkalarını gündeminden hiç düşürmek istemez. Bu ise zavallılıktır. Mü'minler, elinizden ve dilinizden emin olsun. Silahla beceremediğiniz katliâmı, dilinizle gerçekleştirmekten kaçınınız. Biliniz ki "Mü'minin mü'mine kam, malı, ırzı ve suizannı haramdır."
100. Gıybetin bir kul hakkı olduğunu unutmayınız. Oturup kalkıp ağızlarında mü'minlerin etini dişleyenler, insan yiyen yamyamlardan daha az suçlu değildirler. Gıybet ve dedikodu bağımlısı bazı insanlar bunu bir ruhi istimna, bir tatmin yöntemi olarak yaparlar. Bu tür insanlarla birlikte olduğunuzda, size Müslüman eti yedirmesine izin vermeyiniz.

Sayfa başına dön  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz